YANDI BİTTİ KÜL OLDU
Şarköy ilçemizde iki Orman Şefliği vardı... Şarköy Orman Şefliği görev sorumluluk alanı Gölcük’ten başlayıp Uçmakdere mahallesine kadar olan ormanlık alandan sorumlu iken... Şarköy Helvatepe Orman İşletme Şefliği Gölcük’ten başlayan Kızılcaterziköy,Ka vak sınırı ve Malkara orman sınırına kadar sorumluluk alanı iken bütün sorum luluk tek Orman Şefliğine yüklendiği...Geçtiğimiz seneye kadar Gölcük,Terziköy Helvatepe gibi bir çok mahallelerde yangın orman Yangın istasyonları bulunduğu gibi yangın arasöz ekipleri her daim hazır bulundurulurdu... Aynı şekilde Orman İşletmeye ait paletli dozer yaz sezonu başlamadan Haziran aylarında orman yolları ile birlikte anayol asfalt gibi yol kenarlarını otluk alanları temizleyerek ormanla otların irtibatını keser önlem alırdı...Yine orman içlerindeki otluk alanlar ile ormanlık alanları dozerle temizlik yaparak olası bir yangının ormanlık alanlara sıçramaması tedbir alırdı... Dozer Taşıma Amaçlı Dorseli Treyler Kiralama ihalesi yapılmadığı, yangında zarar gören mahalle muhtarlarının paylaşımlarından iddia edildi... Bölgede uzun yılar görev yapan Helvatepe orman şefi’ninde siyasi baskı lara dayanamayıp istifa edip kurum değişikliği yapan Murat Necanlı 5 yıl görev yaptığı yangın çıkan alanı iyi bidiği yaptığı paylaşımla orman işletme sefliğinin acizlğini gözler önüne serdiği açık açık görüldü... Türkiye genelinde Orman Genel Müdürlüğü bünyesine bu yıl Mart ayında İŞKUR tarafından 4500 geçici yangın söndürme personeli alınmış bunların deneyimi varmı gerekli eğitimleri aldımı... Çaresiz üniversiteyi bitirip atanamayan iş bulamayan genç deneyimsiz vatan evlatlarını ateşemi atıyoruz... Yangın var, Dünya yanmış kimin umrunda şov yapmak varken… Afet bölgesine ilk ulaşan ekipler ve basın ... İlk kareye giren kişiler önemlidir bizde...Masa başında kendisini gazeteci sanan felaket tellalları... İstediklerini alamadıkları kişisel sorunları olan idareci mülki amirlerden namazı kazaya bırakır fırsatı kazaya bırakmaz misali işi sulandırmada magazinleştirmeden geri kal mayan zihniyet...Tabiki 27 haziranda çıkan yangından ders almayan yetkililer... Eriklice,Gaziköy,Nutuk tatilköyü mevkinden çıkan ufak çaplı yangınlardan sonra ve yerleşim alanlarını boşaltmaya kadar giden süreci yaşayan 11 Temmuz Sofu köy yangın felaketi...Bu süreçte ilçemize yakın Malkara, Hayrabolu,Keşan hatta ülkemizin birden çok bölgelerinde yaşanan irili ufaklı yangınlar...Bizim yöneticiler yaşanan olaylardan ders çıkarmamış işi Allah’a bırakmış...Yapılan yangın ve ya deprem tatbikatlarında bile görev dağılımı olurdu...Ne bir kriz masası, nede görev dağılımı... “olaya hâkim” pozları verilirken, enkazın yanına yanaşmadan “durumu değerlendiriyoruz” demek, bizde artık görev tanımına giriyor... Her acil afet durumu bende farklı yansımalar gösterir... Bazen susar bakarım, bazen çığlık çığlığa bağırırım. Şimdi de kelimeler anlatsın istedim... Ateş düştüğü yeri yakar derler ya tam da öyle... Ormanlarımız yanıyor, gökyüzü is dolmuş, alevler sarmış her yeri…Yetkililer çok şükür tek tesellimiz can kaybı yaşamadık... Milyonlarca yanan ağaçlar canlı değilmi? Ormanlarımızda yaşayan yaban, uçan,sürünen ve yürüyen bin bir çeşit hayvan veya çiçekler bitkiler canlı değilmi? Hani biz “yaradılanı yaradan ötürü severdik”... Bu yaşanan afetler bizleri birbirimize kenetleştirmesi gerekirken el birliği ile bu feleketten nasıl kurtuluruz olanakları seferber etmek yaraları sarmak acıları paylaşmak göz yaşlarını dindirmek varken...Ayrıştırıcı siyasi rant seçimden seçime Sofuköy,Şenköy,Yeniköy,Kocaali,Kızılcaterziköy mahallerimize gelenler... Veya haritada dahi yerini bilmeyenler konvoy halinde düğün alayı gibi takı tak maya gelir gibi şov yaparak açıklamalarda bulunmaları örf ve adetlerimizi insan lığı yitirmişliğin göstergesi olmuyormu?... Afet anında ilk ulaşması gerekenler itfaiye, AFAD, sağlık ekipleri midir? Yok canım, önce fotoğraf karesine yetişenler ve takım elbisesi giyenler gelmeli sanki... “Vatandaşlarımız müsterih olsun” cümlesi... Gerçekten de müsterihiz. Çünkü sahada selfie çeken çok, dikkatimi hep çeken de; sahaya gidenlerin ayağında yepyeni aykkabılar,mavi, beyaz gömlekler, ellerinde mikrofonsuz röportajlar… Afet bölgesine ilk ulaşan ekipler değil, ilk kareye giren kişiler önemlidir bizde... “olaya hâkim” pozları verilirken, enkazın yanına yanaşmadan “durumu değerlen diriyoruz” demek, bizde artık görev tanımına giriyor... Ve halk biliyor ki; “Olay büyükse, protokol geniştir”... Ülkemdeki her afette ekran başında “Devlet nerede?” sorusu sorulurken tepkimi de vermeden de geçemem... Önce sen bir dur ve kendine sor: Ben neredeydim? Peki sen neredeydin? Canı kanı pahasına sana miras bıraktığı kanla vermediği vatan topraklarını koru yormusun?...– Ormanlarını korudunmu?– Binanı denetlettin mi?– Mahallendeki toplanma alanını biliyor musun?– 177’yi aradın mı?– Gönüllü eğitimine katıldın mı? Afet sadece devletin değil, toplumun da sınavıdır... Bazısı canıyla, bazısı çizmesiyle bazısı kamerasıyla katılır bu sınava... Sen tercihini yap. Gerçek kurtarıcılar kameralara değil, enkaza bakar... Gerçek yardım; tweet değil terdir, uykusuz yorgun bakan gözlerdir... Protokole son bir not bıraksam olur mu ki; Bazen “olay yerine gelmekten” gelmemek daha çok fayda sağlar... Afetlerde koordinasyon hayat kurtarır... Görünmek değil, işe yaramak kıymetlidir... Şovun değil, sorumluluğun mekânıdır... Çünkü afet alanında kalan insanların şaşkınlıktan karşındakine,etrafına bağıran çağıran “şefkatli bakışlara” değil, “şefkatli iş bilen, kurtarabilen ellere” ihtiyacı vardır... Oturduğu Masanın örtüsünü beğenmeyen ince belli bardak isteyip gösteriş amaçlı getirilen tırda çayını yudumlayan yalan yanlış bilgilerle 3 sayfa A4 büyük lüğünde not alıp basının karşısında fitne fesat yayıyorlar açıklaması yapan sayın bakan ve şov protokolü geldiği gibi gitti...Yanan ormalarla telef olan hayvanlarla biz burada kaldık...Tekirdağ Büyükşehir ve Şarköy Belediyesinin bütün yük omuz larında kaldı...Biliyorsunuz yaşadığımız bölge deprem bölgesi oldu olacak... Eğerki olası bir yıkıcı deprem yaşarsak bu zihniyetle vay halimize...